Haberler

27. AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ 21, 22 ŞUBAT 2024 günleri İstanbul'da yapılacak

20 Eylül 2022 Salı - Okunma: 8795
27. AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ 21, 22 ŞUBAT 2024 günleri İ

 

27. AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ

 AVRASYA EKONOMİ ZİRVELERİ HÜR BİR PLATFORM’DUR.

21-22 Şubat, 2023
 

Krizlerden İstikrara

Krizlerin önlenmesi, hazırlıklı olma ve müdahale için siyasi işbirliği ve dayanışmayı sürdürmek

Dünyamızda beklenmeyen zamanlarda eş zamanlı gerçekleşen doğal ve toplumsal olaylar yaşamımızda değişik krizlerin oluşumuna yol açmaktadır. 

İklim değişikliği ile mücadelede başarısız kalmamız, gıda, su, mineral ve metal kıtlığı gibi ekolojik bozukluklar, kötüleşen ekonomik görünüm ve enerjide oluşan fiyat artışları bizleri bir kriz çoğulculuğu ile karşı karşıya bırakıyor.

 

Hayat Pahalılığı

Küresel gerilimlerin artıp derinleştiğini ve gittikçe hayat pahalılığının yüksek bir seviyede seyrettiğini görüyoruz.

Özellikle Covid-19’un ekonomik yan etkileri ve Ukrayna savaşının çok yönlü negatif etkileri enflasyonu körükledi, sonuçta düşük büyüme ve düşük yatırım dönemi oluştu

Ülkelerimizin içinde bulunduğu bu ekonomik baskılar aynı zamanda toplumların orta ve alt gelirli hane halklarının elde ettiği kazanımları eritmekte,satın alma gücünü azaltmaktadır. 

 Ekosistemin çöküşü ile birlikte gezegenimizde şimdiye kadar görülmeyen sıcaklar yaşanırken, denizlerin yükselmesi, suyun azalması, tedarik yolları güvenliğinin siyasi bir araç gibi kullanılması, önümüzdeki yıllarda bizi sefaletin büyük acımasızlığıyla karşı karşıya getirebilir.

Üretimin verimsizleşmesiyle uzun süre fiyat artışının yaşanmasına neden olacak bir senaryonun bizleri beklemekte olduğunu tahmin etmek zor değil. Gittikçe yaşamakta olduğumuz yüksek enflasyonun yönetilmez bir hale gelmekte olduğunu görüyoruz.

Dolayısıyla ufukta küresel bir resesyon ihtimali kriz seviyesini arttırma riskiyle bizi karşı karşıya bırakabilir. Zengin ve fakir halkların arasındaki gelir uçurumu demokrasi ile yönetilen ülkelerin yönetimlerini tehlikeli sulara sürükleyebilir.

Ekonomi ve demokrasinin tehlikede olması, halkın sırtına yüklenen vergilerin gittikçe artması, yönetimlerin bu sorunlara halkların yararına çözüm üretememesi, geniş bir insani krize dönüşeceğinin işaretlerini taşıyor.

Güvensizlik

Fukuyama ile Tarihin sonu, Brzezinski ile Büyük Satranç Tahtası ve Huntington ile Medeniyetler Çatışması iddiaları sonrasında uluslararası güvenliğin gerekliliği;

Avrupa'da; Ukrayna – Rusya savaşı, Kosova’nın kuzeyinde son dönemde meydana gelen şiddet olayları.

Asya’da Tayvan Boğazı ile ilgili gerginlik, Suriye iç savaşı, Lübnan ve Irak’ta yaşanmakta olan terör, Filistin’de yaşanan dram, Afganistan’da akıl dışı davranışlar.

Afrika’da din adına radikal kıyımlar, sahillerde korsanlık, ülkeler arasında zorbalıklar, yoksunluğun ve eğitimsizliğin etkisiyle demokrasiden uzaklaşmalar.

Amerika kıtasında, ABD değerleri düşmanlığı ve ABD ile mücadele, refah devleti görüşünü yaşatma ilkesiyle, bireysel hürriyetlerin korunma mücadelesi bizi bir güvenlik krizi ile karşı karşıya bırakmış bulunmaktadır.

İklim Krizi ve Çevre Sorunları

Fosil yakıtların yakılması ve diğer insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliği, sıcak hava dalgalarını daha sıcak, daha uzun ve daha sık halegetirdiği günümüzdebiyolojik çeşitliliğin kaybıyla birleşince ekosistemin çöküşüne tanık olmaktayız.

Zira iklim krizinde oluşan başarısızlık ve olağanüstü doğal felaketlerin, büyük çevre zararlarını meydana getirmesi devletlerin önüne ödenemez faturalar koymakta.

Gıda ve Tedarik Eksikliği

Tedarik zincirleri de dahil olmak üzere Ukrayna – Rusya savaşında tedarik yollarının ve gıdanın Rusya tarafindan silah olarak kullanılması, küresel gıda güvenliği konusunda belirsizlik  ve güvencesizlik gibi yeni bir davranış oluşturdu.

Özetlemek gerekirse yalnız küresel gıda riskiyle değil susuzluk tehlikesi ile de karşı karşıyayız.

Büyük şehirlerde nufusun artışı, kırsaldaki yoksulluk, gıdanın adaletsiz paylaşımı gezegenimizi ve insanlığın geleceğini belirsizliğe sevk edeceğe benziyor.

Yeterli miktarda uygun ve kaliteli gıda bulunabilirliği önemlidir.

Bulunabilen gıdaya erişim daha önemlidir.

Bulunulan ve erişilen gıdadan yararlanma hepsinden önemlidir. Ve bütün bunların istikrar içinde gerçekleşmesi gereklidir.

Bugün yeterli beslenme, temiz su, tüm fizyolojik ihtiyaçların karşılandığını söylemek şansına sahip değiliz.

Gıda güvensizliği geçici olarak değil kronik olarak önümüzde durmaktadır.

Bize düşen gıda sistemlerini verimli ve sürdürülebilir kılmanın yol haritasını çizmek olmalıdır.

Göç Krizi 

Günümüzde istemsiz göç her gün artan bir sayıda sürmekte.

Kimi yerde savaştan kaçanların oluşturduğu yer değiştirmeler.

Kimi yerde daha iyi şartlarda yaşama arzusu.

Kimi yerde daha özgür olma isteği.

Kimi yerde susuzluk, açlık ve sefaletten kurtulma düşüncesi istemsiz göçü oluşturan önemli faktörler

Dolayısıyla göç salgını da yaşamakta olduğumuz krizlerin ayrı bir parçası.

Hak İhlalleri

Her alanda görülmeye başlayan hak ihlalleri ve şiddet  kullanımı, eşitsizlikler, özgürlüklerin kısıtlanması, yasalarla verilmiş hakların uygulamada geçerliliğini kaybetmesi, yurttaşları yaşam hakları konusunda endişelendiriyor.

Kötü muameleyle işkence haberleriyle her gün karşı karşıyayız.

Düşünce, ifade, toplanma ve bir araya gelmede hak ihlalleri dünyanın her yerinde gündemde.

Kadınların insan haklarının ve çocukların korunması, erkeklerle eşit hak ve firsatlara ulaşması, kadına erkek şiddetinin önlenmesi, eğitim hakları  birçok ülkede hala tartışma konusu.

Hak ihlalleri ve eşitsizlikler de kriz coğrafyasının bir parçası olarak önümüzde duruyor.

Yapay Zekanın Geleceği

Önceleri basit görevlerin yapay zeka tarafından üstlenilmesi ile çalışanların daha önemli görevlere odaklanması, kuruluşların operasyonlarını daha verimli bir şekilde yönetilmesi diye gelişen ve geliştirilen yapay zeka bugün bambaşka bir yerde.

Yıllar içinde insanı taklit etmeye başlayan yapay zekanın insan zekasının üstüne çıkması ile karşı karşıyayız.

Yapay zeka insanlık için bir şans mı, yoksa felaket mi?

Dünyayı baştan aşağı yeniden dizayn etmek isteyebilir mi?

Bu teknolojiyi nasıl kullanacağımıza biz insanlar karar vereceğimize göre yapay zeka yasasının hızla tamamlanması gerekmektedir.

Ekonomi ve Enerji Dar Boğazı

Ekonomi dar boğazı ve akaryakıt fiyatları insanlık aleminin önündeki en büyük problem.

Özellikle enerjide meydana gelen fiyat artışları baş edilmesi güç sorunlar oluşturmakta.

Enerji verimliliği, daha az sera gazı salımı, daha iyi enerji güvenliği dolayısıyla daha sürdürülebilir ekonomik büyümeden herkes söz ediyor ama uygulamaya gelince harekete geçen ülke yok, alınan kararlar bir başka yıla erteleniyor. 

Önce iki yıllık salgın hastalık problemi, daha sonra Ukrayna – Rusya savaşı ve günümüzde büyük ülkelerin aralarındaki rekabet gezegenimizi ekonomi ve enerji alanlarında dar bir boğaza sevkediyor.

Bu krizlerle mi yaşayacağız?

Yoksa krizleri ortadan kaldırmanın çarelerini mi arayacağız?

27. Avrasya Ekonomik Zirvesi’nde insanlığı krizlerin içinden çıkaracak düşünceleri ekonomi ve enerjinin boyutlarıyla ele alacağız.

Yenilikçiliğin teşvik edilmesi, güven tesisi, yatırım fırsatlarının hızla yakalanması ,eşitsizliklerin azaltılması ve günümüzde unutulmuş görünen yapay zeka yasası’nın tamamlanması gibi konuları  tartışmaya açıp görüşlerimizi ve deneyimlerimizi paylaşacağız.

Öte yandan Kuşak ve Yol Girişimi’nin 11. Yılındayız.

Marmara Grubu Vakfı ve Avrasya Ekonomi Zirveleri olarak Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi”ne büyük önem vermekteyiz.

27. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde “Kuşak ve Yol Girişimi’ni” on birinci yılında barışın, refahın ve uygarlığın diyalog projesi olarak ele alacağız.

Asya Kıtası’ndan Avrupa’ya uzanan kara ve deniz yoluyla Pekin’i Londra’ya bağlayacak olan bu girişimi ekonomik açıdan olduğu kadar sosyal ve kültürel boyutuyla tartışacağız.

27. Avrasya Ekonomi Zirvesi
Özel Oturumu
Doğumunun 100. Yılında
Süleyman Demirel

Marmara Grubu Vakfı’nın var oluşunda, Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin bugünlere gelmesinde payı olan, Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i özel bir oturumla anacağız. 

Marmara Grubu Vakfı ve Avrasya Ekonomi Zirveleri olarak vefa duygusuna verdiğimiz önem en büyük vasfımız olduğundan merhum Süleyman Demirel’i Türkiye’den ve yurt dışından arkadaşlarından dinleyeceğiz.

 

AVRASYA EKONOMİ ZİRVELERİ'Nİ ŞEREFLENDİRENLER