Dr. Akkan Suver Sofya’da Slavyani Vakfı tarafından tertiplenen Uluslararası “Sivil toplum örgütleri – politik diyaloğun ve insanlar arasında yeni iletişimlerin gelişmesinde bir faktör: politika ve diplomasi, yeni coğrafi açılar.” konulu konferansa da bir sunum yaparak Kuşak ve Yol konusunda görüşlerini açıkladı.

Slavyani Vakfı Başkanı ve Rusya ve BDT halkları arasında Dostluk Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Zahari Zahariev’in konuşmasıyla başlayan konferansta Dr. Akkan Suver’in yaptığı konuşma metnini aşağıda bulacaksınız.

Dr. Akkan Suver’in yaptığı konuşma metnini

Slavyani Vakfı’nın saygıdeğer Başkanı Prof. Dr. Zahari Zahariev,

Slavyani Foundation konferansının saygıdeğer katılımcılıları, yüksek heyetinizi, Türkiye’nin sivil toplum kuruluşu Marmara Grubu Vakfı adına saygı ile selamlıyorum.

Yaklaşık bir buçuk yıldan beri COVID-19 pandemisi dolayısıyla toplantılarımızı sanal ortamda yapmaktayız.

Ümit ediyorum bu toplantı sanal olarak son toplantımız olur.
Saygıdeğer Katılımcılar,

Yaşamakta olduğumuz pandemi bize küresel boyutta davranmamız gerektiğinin önemini kendiliğinden ortaya koydu.

Kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda içinde bulunduğumuz bunalımdan çıkış yolumuzu birlikte inşa etmemiz gerektiğini pandemi bize istesek de, istemesek de kabul ettirdi.

Bu ortamda ben yüksek heyetinize uluslararası diyalog konusunda Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Xi Jinping tarafından çerçevesi çizilen Kuşak ve Yol Girişimi’nin Balkan Bölgesi’ne getirisinden söz etmek istiyorum.

Kuşak ve Yol Projesi Çin’den İngiltere’ye ulaşan bir çizgiyle Balkanlara yeni bir aktivizm getirecektir.

Bu aktivizmi yalnız ekonomi, yalnız ticaret, yalnız sosyal ve kültürel boyutta ele almak eksik olur.

Elbette ilk bakışta ticari bir işbirliği gibi görülse de Kuşak ve Yol Girişimi bir ileri teknoloji transferidir. 5G’nin ülkeden ülkeye taşınmasıdır. Yapay zekanın ülkeler arasında köprü oluşturmasıdır. Kısacası Balkanlar’dan, Uzak Doğu’ya yeni bir küresel düzenin kapısını aralayacak bir barış ve istikrar projesidir.

Kuşak ve Yol Girişimi, “Yeşil İpek Yolu”, “Sağlık İpek Yolu”, “Dijital İpek Yolu” ile yeni oluşan küresel bilgi otoyolunun sürdürülebilir bir girişiminin köşe taşlarını oluşturacaktır.

Ayrıca bu proje ile artan refahın bölüşülmesi, dillerin başka dilleri tanıması, dinlerin diğer dinler ve inançlarla tanışmasının yanı sıra, kültürler arası diyaloğun gelişimine de tanık olacağız.

Gene bu proje teorik bir bakış açısı ile ulus ötesi toplumsal alanlar oluşturacak ve Balkanlar coğrafyasında ticari büyümeyi kolaylaştıracak, altyapıların geliştirilmesine yeni imkânlar sağlayacaktır.

Ayrıca bu proje Balkanlarda yeni istihdam imkânları yaratması ve beraberinde altyapı ve üretim imkanları doğurması ve kalkınmayı tahrik edici rol oynaması nedeniyle bölgelerin yerel ekonomilerine olumlu etki edecektir. Dolayısıyla karşılıklı fayda sağlayacak bir projedir. Onun için bu projeye kazan-kazan adı verilmektedir.

Projeler daha çok yerel çapta iş oluşmasını sağlayacak ve bilgi transferi gerçekleştirecek ve yüksek ekonomik değerler taşıyacak girişimlerin kapısını da aralayacaktır.

Unutmayalım ki gene bu proje yabancı yatırımcıların Balkan coğrafyasına gelmesine neden olacaktır.

Ben sözlerimi toparlarken, altını kalın çizgilerle çizerek söylemek isterim ki, bu proje ile Balkanlara ve geniş olarak Avrasya coğrafyasına barış ve istikrar gelecektir.

Marmara Grubu Vakfı olarak barışa ve istikrara olan hasretimizin giderilmesinde bu projenin hizmetinin büyük olacağına inanıyoruz ve destekliyoruz.

Bu düşüncelerle yüksek heyetinizi saygı ile selamlıyorum.