Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
Marmara Grubu Vakfı, 1985'teki kuruluşundan bu yana Kıbrıs konusunda hassas davrandı. Marmara Grubu Vakfı, Kıbrıs davasını üst düzey görüşle ele alır; kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı ile olağanüstü ilişkiler sürdürmüştür. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise Marmara Grubu Vakfı'nın kadim dostlarından biridir.
Marmara Grubu Vakfı, sivil toplum kimliğiyle, dünden günümüze kadar süren Kıbrıs politikasında ada halkının barış, huzur ve birlikteliğine dikkat etti. Yine uluslararası platformlarda, Marmara Grubu Vakfı, Kıbrıs'ın barış ve huzuruna yönelik çabalara büyük değer verdi. Ve bunu yapmaya da devam ediyor.
Türk tarafının uluslararası normlara göre sakin ve saygılı davranışlarını görmezden gelen Kıbrıs Rum tarafı, özellikle son iki yıldaki yaklaşımlarıyla ciddi olmayan bir tavır konusunda ısrar etmeye devam ediyor.
Önce iki devletten bahseden Yunan tarafı, konfederasyonda ısrar etti. Bir süre sonra, Kıbrıs Rum tarafı bu fikri bıraktı ve serbest bir federasyon ortaya koydu. Daha sonra bu vaadi bırakan Kıbrıslı Rumlar, bu kez merkezileşmemiş federasyonu önerdi. Bütün bu düşünce değişikliklerinde iki yıl içerisinde siyasal eşitlik parametrelerini göz ardı ettiler. Görmezden geldikleri parametreler aslında Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen parametrelerdi.
Kıbrıs'ta iki halk olduğunu hepimiz biliyoruz. Yunanlılar bu iki halkın Türk tarafını görmezden geliyorlar. Bunun en son örneği Avrupa Birliği parlamento seçimlerinde ortaya çıkmıştır. Kıbrıs’ın Avrupa Parlamentosu’na altı milletvekili gönderme hakkı vardır. Bu altı milletvekilinden dördü Yunan olmalı, ikisi Türk olmalı. Ancak, Kıbrıs Rum tarafı iki Türk milletvekili gönderme yükümlülüğünü göz ardı etti ve bunun yerine Yunan milletvekillerini seçti.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon birikintileri konusundaki davranışları da uluslararası kuralları göz ardı eden bir konumdadır. Bu ciddi olmayan davranışla, Kıbrıs Rum tarafı barışa yaklaşmamakta ısrar ediyor ve Kıbrıs'ın iki halkı olduğunu kabul etmiyor.
Türk adasının geleceği için gerçek bir çözümün gerçekleşmesi artık şarttır. Marmara Grubu Vakfı olarak sivil toplum kimliğimizle bundan sonra uluslararası platformlarda gerçek bir çözüm bulmanın ve talep etmenin gerekli olduğuna inanıyoruz.