Haberler

14. Avrasya Ekonomi Zirvesi

15 Nisan 2011 Cuma - Okunma: 5250
14. Avrasya Ekonomi Zirvesi

  

“Diyalog, daha çok diyalog”
13, 14, 15 Nisan 2011 günleri gerçekleşen 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi;
katılımcılarının kaleme aldıkları ortak düşünce, görüş ve taleplerinden oluşan nihai sonuç bildirgesi Marmara Grubu Vakfı tarafından yayınlandı.
 

                     - 48 ülkenin bir araya gelmesi ile gerçekleşen 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne Makedonya, Arnavutluk ve Özerk Gagavuzya Bölgesi’nin Cumhurbaşkanı düzeyinde katıldı. Gene 9 eski Cumhurbaşkanı ile 1 Meclis Başkan Vekili, 1 Senato Başkan Vekili, 21 Bakan ve 179 yüksek düzeyde yabancı katılımcının Zirve’de hazır bulunması, Zirve iştirakçileri tarafından önemli bir katılım ölçüsü olarak kabul edildi.

                     - 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in özel mesajı katılan ve aralarında Cumhurbaşkanı Yardımcısı, 3 Bakan ve Milli Meclis Başkan Vekili’nden oluşan kalabalık bir heyet ile iştirak etmesi de büyük bir memnuniyet yarattı.

                     - 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Marmara Grubu Vakfı’nın uluslararası arenada sahip olduğu yer, gördüğü kabul ve tanınırlığı gündeme getirildi.

                     -  Marmara Grubu Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının gelişmiş demokrasilerin  “vazgeçilmezi” olan platformlar olduğu, zemin ve tartışma ortamı ile bir uygarlık özelliği taşıdığı ifade edildi. Bu zeminlerin düzgün zeminler olduğu ve herkesin istediğini korkusuz, endişesiz dile getirdiği platformlar olduğu ayrıca vurgulandı. Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin bu alanda; insanların kendilerini, ülkelerini ve dünya sorunlarını özgürce tartışabildikleri bir iletişim platformu olduğu da katılımcılar tarafından özellikle belirtildi.

 

 
                     -  Avrasya olayının Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Sovyetler Birliği'nin dağılması olayı olduğunu, bu olayın yeni siyasi coğrafyayı meydana getirdiğini söyleyen konuşmacılar; dünyada yoksulluğu ortadan kaldırmadan barışı muhafaza etmenin imkanı bulunmadığına işaret ettiler. Dünyanın yeniden kalkınmaya koyulacağını ve bu kalkınmanın barış içinde olması gerektiğini kaydeden katılımcılar, Avrupa ile Asya'nın tarih boyunca beraber olduğunu belirttiler. İpek Yolu'nun canlandırılması hadisesini oraya dönüş olarak nitelendiren söz sahipleri, Avrupa ile Asya’nın birbirinden ayrılmaz, her bakımdan birbirini tamamlar olduğunu da dile getirdiler. 20 sene zarfında bir hayli gelişme olduğunu söyleyen katılımcılar, Avrupa’nın bütünleşmiş olduğunu, Doğu Avrupa ile Baltık bölgelerinin Avrupa'nın parçası haline geldiğini belirttiler. Balkanlarda Romanya ve Bulgaristan’ın AB üyesi olduğunu, Hırvatistan’ın olmak üzere bulunduğunu, buna mukabil Balkanlarda diğer ülkelerin henüz AB'nin parçası haline gelmediğini dolayısı ile; Balkanları içine almayan Avrupa’nın tek kanatlı olacağını, eğer uçmak için kanat lazımsa Balkanlar'ı mutlaka tümüyle Avrupa’nın kendi içine almak durumunda olduğunu katılımcılar vurguladılar. Türkiye’nin de buna dahil olduğunu, Avrupa şartlarına uyabilecek duruma gelmelerinin ise esasen Avrupa'nın görevleri içerisindedir düşüncesinde birleştiler.
 
                     - İpek Yolu gibi önemli ticaret hareketlerinin de bu topraklarda hayat bulduğu, kültürel zenginliklerin de bu topraklarda dünyaya yayıldığının anımsatıldığı Zirve’de, Avrasya'nın bugün de büyük bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu ifade edildi ve 25 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan Avrasya'da, 400 milyona yaklaşan nüfus, 4 trilyon dolara yakın toplam milli gelir ve 1 trilyon doların üzerinde dış ticaret hacminin söz konusu olduğu gündeme getirildi.
 
                     -  Avrasya ülkeleri arasındaki ticaretin arzu edilen düzeyde olmadığı dolayısı ile; BM Kalkınma Programı ile birlikte başlayan bir inisiyatifin başladığı ve yatırımları teşvik etmeye çalıştığı vurgulandı.
 
                     - 21. yüzyılda çevre ile birlikte artık dünya anlayışının da değiştiğini belirtildi ve son 20-30 yıl içinde jeo-politik, jeo-ekonomik ve jeo-kültürel anlamda büyük değişiklikler olduğu dile getirilerek, çağdaş dünyanın güncel sorunlarının ortaya çıktığı vurgulandı. Küresel ölçekte ekonomik büyümenin yoksulluğun azaltılmasını sağlamadığına işaret edildi, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumun genişlediği, yoksul ülkelerin sayısının arttığı da ayrıca gündeme getirildi.
 
                      - Zirve’de söz alan konuşmacılar tarihi düşmanlıkları, çatışmaları bir tarafa bırakarak ülkeler arasındaki işbirliklerinin güçlendirilmesini ve dostlukların da pekiştirilmesini de istediler.   
     
                     - Terör konusunda görüşlerini açıklayan katılımcılar; bölgemizdeki ülkelerin, şiddet içeren terör ve radikal hareketlerden derin şekilde etkilendiğini ve terörün bu bölgeyi gerçek anlamda tehdit etmekte olduğunu, dolayısı ile; bu bölgenin ve dünyanın istikrarını da olumsuz hale getirdiğini söylediler. 
 
                     - Enerji Oturumu’nda İstanbul'da Boğazlardan geçişin yeni bir projeyle beraber hafifletilmesi kanaati taşıyan konuşmacılar, 8 bin 500 yıllık tarihiyle ve bütün güzellikleriyle beraber İstanbul'un mutlaka korunmaya ihtiyacı olduğunu gündeme getirdiler. 
 
                       - Katılımcılar; dünyanın 20 yıllık zaman içinde çok değiştiğini, küreselleşmenin teknolojik ilerlemenin de fitilini yaktığını söylediler. Geçen 20 yılda tek kutuplu bir dünyanın ortaya çıktığını ve ABD'nin tek süper güç olarak dünyaya hakim olduğunu anlatan konuşmacılar,  yaşanan karmaşık problemlere BM ve diğer uluslararası kurumların cevap vermekte yetersiz kaldığını, bu nedenle de yeni kurumların ortaya çıkmaya başladığını kaydettiler.
 
                     - Diyalog konusunda; ayrılıkçılığı, ötekileştirmeyi, yabancılaştırmayı geçersiz kılacak tek yöntemin diyalog olduğu belirtildi. Binlerce yıldır var olan ve her katmandan halkın zihninde oluşmuş bulunan, üstelik de çeşitli odaklarca hala beslenmekte, desteklenmekte olanın bir gecede ortadan kaldırılamayacağını, ancak bunu yönetmenin yolunun diyalogdan geçtiği gündeme getirildi. Bıkmadan, usanmadan, azimle,  itina ve sebatla, durup dinlenmeden, umutsuzluğa düşmeden, yeise kapılmadan diyalog dendi. Dinin bir kurum olarak farklı toplumların birbirinden ayrışmasına yol açacak bir unsur olmadığı, tam tersine dinin dünyada en güçlü, en yaygın ve en egemen dinamiklerden biri olmaya devam ettiği; dinin ve inancın hakim olduğu toplumların giderek insanların daha çok ilgisini çektiği, uluslararası ilişkilerde ve küresel politikalarda odak noktası olmaya devam ettiği, sosyal değerleri doğrudan ve devlet politikalarını da dolaylı olarak etkileyen çok önemli bir unsur olduğu gerçeğinin gözden kaçırılmaması gerektiğini belirtildi.
 
                      - Demokrasi yolunda Irak’ın önemli adımlar attığı, Mısır ve Tunus’un demokrasiye geçişte izlediği süreçte istikrara kavuşmasının önemi vurgulandı.
                     - Rusya Federasyonu’nun gerek Kafkaslarda gerek ise Orta Asya’da istikrar ve barış açısından giriştiği yapılanmalar takdir edildi.           
                     - Nükleer santral konusunda, sorulardan kaçınılmaması gerektiği ve güven içinde yapılanmanın günümüz ekonomisinin gereği olduğu gündeme getirildi. 
                     - Moldova ve Gagavuzya’nın bölgelerinde yatırıma ihtiyaçları olduğu ve gelecek yatırımcılara devletin her türlü desteği vereceği belirtildi.
                     - Çin yatırıma açık olduğunu, Avrasya coğrafyası ile gelişmiş ülkeleri, Çin’e yatırıma davet etti.
                     - Romanya ve Bulgaristan Türkiye’nin AB üyeliğinin gerekliliği üzerinde durdular.
                     - Belçika, Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde kadınlara özel bir oturum yapılmasına büyük önem atfettiğini belirtti.
                     - Azerbaycan, 2011 yılını turizm yılı ilan ettiklerini ve Azerbaycan’ın tatil için yeni bir turizm merkezi olacağını gündeme getirdi.
                     - 2012 yılında gerçekleşecek ve gelecek yıl Bronz Yılı’nı kutlayacak 15. Avrasya Ekonomi Zirvesi ile ilgili olarak uluslararası bir girişimde bulunulmasına ve bir heyet oluşturularak bugünden 2012 yılının planlamasına olanak sağlayacak hazırlıklara başlanmasına karar verildi.